-->

Bilgi Yönetiminde Öncü Oluşum

Bilgi Yönetiminde Öncü Oluşum

Yayınlanan tüm içeriği görebilmeniz için e-posta aboneliği yapmanız gerekmektedir..

23 Şubat 2014 Pazar

Bize Umut Gerek





24.02.2014 / 02.03.2014 Haftası Kitap Önerisi

Bize Umut Gerek
Başar BAŞARIR
Can Yayınları / Öykü Dizisi




Kitap Hakkında


O sırada, ayakkabısının altı delik, canı sıkkın, içinde büyük bir boşlukla caddeye yeni inmiş gazeteci cigarasını yakmak için durmuş, rüzgârı kolluyordu, siz görmediniz. Hemen önünüzde olup biten onca kepazeliğe durup bir an bile bakmazken görülüyorsunuz. Ama siz görmediniz. Beşer, siz. Sizler. Beyaz bereli siyah tetiği çektiğinde, canı uçmuş gazetecinin çelimsiz bedeni kuş gibi kaldırıma düştüğünde, acemi bir işçinin döşediği çarpık taşlar üzerinde birikip gölleşen o kan kıpkırmızıydı, siz görmediniz. Beşer, siz. Hiçbiriniz. Hayatta üç şeye güven olmazmış. Bir tanesi şems-i şita, kış güneşi.

Bize Umut Gerek, Başar Başarır'ın daha önce yayımlanmış üç kitabını buluşturuyor: Düzenboz (2012), Çıktığınız Hevesle İniniz (2004) ve 2004 yılında Sait Faik Hikâye Armağanı'na layık görüldüğü Getirin O Günleri Yakalım Bu Öyküleri (2003).

Başar Başarır, yaşamın tüm rezil alışkanlıklarına, can sıkıcı değerlerine, dil-düzen takıntılarına sinir bozucu bir gülüşle yaklaşıyor; göz önünde bulunmayanı getirip okurun bir daha unutamayacağı bir biçimde masanın üzerine yerleştiriyor. Bize Umut Gerek, her okur için, Başarır'ı ciddi biçimde yeniden okumanın gerekliliğini kanıtlayan kırk öyküyü topluyor. Tam bir dil şenliği.

(Tanıtım Bülteninden)




Devamını Oku ...

21 Şubat 2014 Cuma

Birileri Var, Birileri Yok



Bu birileri hep bi kişi bi kişi midir, yoksa kendiliğinden oluşan ve sonrasında unutulan bir güruh mudur? 
Her ne kadar toplumumuzun büyük bir çoğunluğu bu birileri kısmıyla ilgili olumsuz ve negatif gruba kendini dahil etse de ve her ne kadar siz şimdi, şuan bu fotoğrafa bakıp kendinize bir pay biçseniz de aslolan bir kandırmacadan ibaret her iki yöne doğru... 

Biraz dallandırıp budaklandıralım konuyu. Evet, hayat neredeyse hiç kimse için toz pembe değil. Şimdi kalkıp da Polyannacılık oynarsak veya bu meşhur felsefe üzerinden gidersek olabildiğince saçmalamış oluruz zannımca. Hal böyleyken nedir gerçek olan? Yada kandırmaca olayların neresinde ve biz hangi yöne kanmakla kaybediyoruz kendimizi? Biraz daha çeşitlendirebiliriz bu soruları ancak hem yazıyı uzatıp konuyu deli saçması moduna sokmayayım hemde sizin canınızı sıkmayayım :). 

Aslında bizler bir bakıma tercihler dünyasında yaşıyoruz. Bu tercihler öyleki hayatımızın her anında var. Bu tercihler üzerinde doğru ya da yanlış, iyi yada kötü bir tercih yapar bir sonuca varırız. Öyleki bu sonuçlar kimi zaman için tam tersi bir anlam ifade etse de bunun farkında olabilmek asıl mesele. 
Bu tercihlerimizi eğer çoğunlukla negatif sonuçlanıyorsa (ki dediğim gibi asıl mesele farkında olabilmek) sorgulama mekanizmamızı çalıştırmak, neden sonuç ilişkisini daha sağlıklı kurmak yerine kendimizi koşullu öğrenmenin kucağına bırakıveriyoruz. Öyle ki artık karşımıza tercihlerimizin sonuçları olumlu dahi çıksa artık o bizim için hep olumsuzdur. Bunu ben biraz da hastalık hastası olan insanların durumuna benzetiyorum ya bu da ayrı bir yazı konusu çok fazla tefarruata girmeyeceğim. Şimdi, başta da belirttiğim üzre, siz yukarıdaki fotoğrafa bakarak eminim kendinize bir pay biçip, kendinizden bir özellik belki ekleyip ne kadar da güzel diyebilir veya tam tersi bir farkındalık oluşturabilir, sonuçların tercihlerimizin bir eseri olduğunu kabul ederek, doğru yada yanlış ayrımı yapmayan bilinçaltımıza doğru pozitif sonuçlar çıkaracak komutlar verebilirsiniz. 

Hangi komutu verirsek verelim kaderimizde ve hayatımızda karşılaştığımız zorlukların, sorunların anlık tepkilerle hayatımızda kalıcı olmasını sağlamayalım. Bugün sorun zannettiğimiz şeylerin, yarın hayrımıza olabileceğini bilmek, idrak etmek ve biraz da tevekkül etmek işin en nihai sonucu diyelim ve bitirelim...

Fotoğrafta geçen "biri"lerinden olmadığınıza en saf duygularla inanarak

Selam ve dua ile.. 
Devamını Oku ...

1 Ekmek Fazla Olsun, Deme!






Ekmek, soframızın her ne kadar ekmeksiz yemek yeme alışkanlığı olanlarımız olsa da en temel ihtiyaçlardan biridir. Peki, ekmek üzerine biraz kafa yormaya ne dersiniz dostlar?

Özellikle israf ettiğimiz ekmekler ile ilgili! Ne dersiniz? Aslında bir çoğumuzun dikkat bile etmediği, kimi zaman kurumaya mahkum ettiğimiz, kimi zaman küflenerek yenmeyecek hale getirdiğimiz, kimi zaman attığımız ekmek fazlaları ile ilgili aslında oturup etraflıca düşünmek gerek. Gerçi bu konu hakkında düşünülmüş, hesaplamalar yapılmış, kampanyalar başlatılmış bile. Yeni değil aslında ancak bizim kanaatimiz yeterince gündemde kalmış değil. Pek işimize de gelmiyor olabilir tabi.

İlk baktığımızda eminiz ki bir çoğumuz şöyle geriye dönüp baktığında bu konuyla ilgili mutlaka bir israfı söz konusudur. Hal böyleyken bu güzel ve anlamlı çalışmayı sizlerle paylaşmak, farkındalığın oluşmasına bir nebze de olsa katkıda bulunmak istiyoruz.

Yazının başında da dediğimiz gibi düşünmeye var mısınız? dedik. İş bu halden mütevellit, sözü uzatmadan görseller eşliğinde aslında neler kaybettiğimizi, neleri heba ettiğimizi, bir anlamda milli serveti nasıl çöpe attığımızı buyurun düşünmeye efendim..










Bu fotoğraflardan sonra şimdi kendimize daha fazla yüklenmeden bazı pratik bilgiler de vermekte fayda var. İşte bunlardan bazıları;

Ekmek Nasıl Saklanmalıdır?


  • Birkaç gün içinde tüketilecek ekmeğin buzdolabında saklanması ekmeğin küflenmesini önler. Ekmek dondurucuda çok daha uzun süre saklanabilir. Dondurucudan çıkarıldıktan sonra çözünen ekmekler, dondurulmadan saklanan ekmeklere göre daha yumuşak ve tüketilebilir özelliktedir. Ekmek kilitli buzdolabı poşetlerinde saklanmalıdır.
  • Gün içerisinde tüketilecek ekmeğin taze ve yumuşak kalabilmesi için; kapaklı bir ekmek kutusunda, gıda dolabında poşet içinde, serin, karanlık ve kuru bir ortamda saklanması gerekir.
  • Ekmeğin muhafaza edildiği ortam temiz tutulmalıdır.
  • Sıcak ekmek, soğutulduktan sonra fazla kurumadan poşete konularak saklanmalıdır. Çünkü ekmek sıcak iken poşete konulduğunda nemlenir. Bu da ekmeğin küflenmesine neden olur.
  • Sıcak havalarda küflenmeyi önlemek için ekmeğin buzdolabında saklanması tercih edilebilir. Fakat kullanmadan bir saat kadar önce buzdolabından çıkarılarak oda sıcaklığına getirilmeli ve az da olsa yumuşaması sağlanmalıdır.
  • Ambalajı açılmış ekmeğin tamamı tüketilmemiş ise kalan kısmın ambalajlı olarak saklanmasına özen gösterilmelidir.
  • Gereğinden fazla satın alınması halinde alındığı gün dondurucuda muhafaza edilmelidir.
  • Donmuş ekmeklerin lezzet kaybına uğramaması için 3 ay içinde tüketilmesi gerekir.
  • Ekmeğin muhafaza edildiği poşette buharlaşmadan kaynaklanan su taneciklerinin görülmesi halinde poşet derhal değiştirilmeli ya da ekmek temiz bir kâğıt havluya sarılarak saklanmalıdır.

Ben artık duramam, bu konuda daha fazla bilgi lazım diyorsan buraya tıklayarak detaylı bilgilere ve bu konu hakkındaki kampanya sayfasına da ulaşabilirsin tabiki... 

Sofranızdan ihtiyacınız olan kadar ekmeğiniz eksik olmasın. 



Devamını Oku ...

15 Şubat 2014 Cumartesi

İnsanoğlunun Geldiği Son Nokta







Daha önce doğaya ve dünyaya verdiğiniz, verilen zararları hiç düşündünüz mü? Veya bu konuda herhangi bir şey yaptık mı? yaptınız mı?
Geçmişten günümüze verdiğimiz zararların animasyon olarak hazırlanmış halini izledikten sonra en azından bireysel olarak bir şeyler yapma ihtiyacı hissedebilmemiz dileği ile..





Devamını Oku ...

9 Şubat 2014 Pazar

Tek Tadımlık Hayat






Tek Tadımlık Hayat

Lee LİPSENTHAL


Her günü son günmüş gibi yaşayın
Nasıl olsa bir gün haklı çıkacaksınız!
Steve Jobs
(Stanford Üniversitesi’ndeki konuşmasından...)

Çoğu zaman uçurumun kenarına gelmeden hayatın değerini anlamaz insan. En büyük bilinmeyene, ölüme doğru çıktığı yolculukta cesareti, eyleme geçmeyi ve mizahı kendine rehber edinen Dr. Lee Lipsental’ın bazen şiir, bazen bir bilgelik hikâyesi, bazen de dansa davet gibi okunan bu benzersiz kitabı, ölüm korkunuzu yenmenize ve hayatın olağanüstü yolculuğunun gerçek keyfine varmanıza yardımcı olacak.

“Tek Tadımlık Hayat’ı okumak, daha büyük bir yaşama açılan kapıdan içeri girmek gibi. Size iyi gelecek önemli bir kitap!”
Doktor Rachel Naomi Remen



“Bu kitap sayesinde hayatla gerçek anlamda bağlantı kurmanın yollarını öğrenecek ve yaşantınıza bambaşka bir gözle bakmaya başlayacaksınız.”
Publishers Weekly


“Dr. Lipshental iç ve dış dünyalarımızın muazzam bir kâşifi. Tek Tadımlık Hayat ölüm korkunuzu yenmenize ve hayatın olağanüstü yolculuğunda onun gerçek keyfine varmanıza yardımcı olacak.”
Edgar Dean Mitcell,
Apollo 14 astronotu


“Dr. Lee Lipshental cesaret ve açık yüreklilikle ölümle yüzleşmenin hayatla yüzleşmek olduğunu gösteriyor.
Önünde sonunda hepinizin çıkacağı bu yolculukta onun rehberiniz olmasına izin verin.
Ne kadar iyi geldiğini görecek, bakış açınızdaki değişimi hemen fark edeceksiniz.”
Clint Eastwood




Devamını Oku ...

4 Şubat 2014 Salı

KaiZen Geleceğin Liderleri Kampı 2014 / Samsun



UYARI:

LÜTFEN NASIL BİR KAMPA BAŞVURDUĞUNUZU, KAMPTA NELER YAPILACAĞINI, KATILIM ŞARTLARI GİBİ TEMEL BİLGİLERİ OKUYUNUZ! 

BU KAMP YETİŞKİNLERE YÖNELİK BİR KAMP OLMAKLA BERABER, FARKINDALIĞI YÜKSEK BİREYLER YETİŞTİRMEYİ AMAÇLAMAKTADIR.

Manelis Danışmanlık Eğitim Hizmetleri’nin “Sosyal Farkındalık” çalışma grubu olarak faaliyetlerine devam eden KaiZen Kişisel Gelişim ve Sosyal Farkındalık Ekibi gerçekleştirdiği çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “KaiZen Geleceğin Liderleri Kampı 2014 / Samsun” programının çağrılarını başlatmıştır. Programımız 4 dönemden oluşacak olup her kamp dönemi 2 gece 3 gün sürecek şekilde tasarlanmıştır. 
KaiZen Geleceğin Liderleri Kampı 2014 Samsun 1. Dönem  ve 2. Dönem kayıtları tamamlanmış olup, 1. Dönem katılım listesine ulaşmak için buraya 2. Dönem Katılım listesine ulaşmak için buraya tıklayabilir veya 3. Dönem Kampına başvuru yapmak için buraya tıklayabilirsin.

Peki, nedir bu kamp?

Öncelikle bu kamp tamamıyla bir eğlence ya da tatil kampı değildir ve yetişkinlere yönelik bir kamptır. Kampımızda eğitimler, atölyeler, yarışmalar ve elbette eğlenceler olacaktır. Lakin kampın temel amacı dezavantajlı çocuklara ( 08-12 Yaş grubu 15 çocuk ) yönelik aktivite ve farkındalık oluşturacak çalışmalar yürütmek, yerel ve ulusal sivil toplum kuruluşlarının, yerel yönetimlerin harekete geçmelerini sağlamak, yapılacak ve yapılması planlanacak eğitim/atölye/etkinlik ve çalışmalarla geleceğin farkındalığı yüksek liderlerini, eğitimcilerini ve gönüllülerini yetiştirmek amaçlanmaktadır.

Kampta Neler Olacak?

Kampımıza KaiZen ekibi haricinde 15 kişilik kontenjan ayrılarak, yapılacak ve yapılması planlanan çalışma ve etkinliklerin daha verimli olması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda kampımızda;
  1. AB Proje Yazma Eğitimi
  2. Dezavantajlı çocuklara yönelik Drama Eğitimi ( 08-12 Yaş grubu 15 çocuk )
  3. Dezavantajlı çocuklara yönelik Tiyatro gösterimi ( 08-12 Yaş grubu 15 çocuk )
  4. Kişisel Gelişim Seminerleri
  5. Atölye çalışmaları
  6. Yarışmalar ( Ödüllü )
  7. Samsun ili kültürel ve turistik yerlerine geziler gerçekleştirilecektir. 
Aynı zamanda bu ana başlıkların yanı sıra program esnasında yapılacak toplantı ve beyin fırtınaları ile spontane gelişecek aktiviteler de ortak karar alınması durumunda gerçekleştirilecektir. 

Kamp Dönemleri 

1. Dönem: 30 Mayıs / 1-2 Haziran 2014 ( Başvurular Tamamlandı )
2. Dönem: 4-5-6 Haziran 2014 ( Başvurular Tamamlandı )
3. Dönem: 8-9-10 Haziran 2014 ( Başvurular Devam Ediyor ) 
4. Dönem: 12-13-14 Haziran 2014 ( Başvurular Açıldı )
5. Dönem: 16-17-18 Haziran 2014 ( Başvurular Açıldı )

Süresi                                                    : 2 Gece 3 Gün
Güzergah - Rota                                    :  Samsun - Amisos Tepesi
* Son Başvuru Tarihi                              : 20.04.2014
* Bütün kamp dönemlerini kapsayan son başvuru tarihidir. Yoğunluk durumuna göre çağrılar kısa sürede kapatılabilmektedir

Önemli Not : 
"Kampımıza katılacak arkadaşlarımızın başvuru formu ve niyet mektubu doldurmaları gerekmektedir. "

Bu program bir TUR / TATİL / EĞLENCE organizasyonu OLMAYIP, KaiZen Kişisel Gelişim ve Sosyal Farkındalık Ekibi tarafından gerçekleştirilen, uyum, eğitim ve uygulama çalışmasıdır. Katılımcılar hizmet beklentisi içinde olmadan tüm ihtiyaçlarını kendileri karşılamak, kamp kurallarına itirazsız uymak ve ilan edilen eğitim çalışmalarına katılmak mecburiyetindedir. 
Sağlık açısından herhangi bir problemi olan arkadaşlarımızın bunu mutlaka program başvuru formu doldururken belirtmeleri gerekmektedir. 

KAMP ALANI :

Kampımız Samsun ilinde gerçekleştirilecektir. Kamp alanımız ise Amisos Tepesinde gerçekleştirilecektir.
Amisos Tepesi; Samsun'a batı yönünden girişinizde şehir merkezine girmeden, tam olarak Batıpark'ın karşısında bulunan tarihi özellikleri ve günümüzün modern görüntüsünü ortak noktada yansıtabilen bir tepedir. Amisos Tepesinde Cafe Restaurant mevcuttur. Burada dinlenebilir, yemek veya bir çay keyfi yaparak Samsun'u Amisos Tepesinden izleyebilirsiniz.
Amisos Tepesine Batıpark'tan Teleferik ile şehri tepeden kuşbakışı izleyerek kısa ve zevkli bir yolculuk ile ulaşabilirsiniz. Karadan ulaşım ise, şehrin hertarafından sorarak dahi ulaşabilleceğiniz kadar bilinmektedir. Atakum,Baruthane ve Batıpark klavuz noktalardır. Amisos Tepesi bir define avcısı tarafından bulunmuş ve daha sonra devlet buraya el koymuş. Bu tepe Amisos aile mezarı ve hazinesinin bulunduğu Samsun manzaralı bir tepedir. Burada bulunan mezarlardan birinin erkek mezarı Pontus krallığının en üst düzeyindeki yöneticisine (kral, komutan, prens gibi) diğerinin bayan mezarı olup bu ünlü kişinin eşine ait olabileceği ve sonuncusunun da kızlarına ait olabileceği düşünülüyor.
Buradan çıkartılan buluntular Samsun Arkeoloji Müzesi'nin en değerli kolleksiyonunu oluşturmakta. Amisos'un kuruluşu ile ilgili bilgi ise şu şekildedir; Amisos'un kuruluşuşu ve gelişmesi tarihi kaynaklara ve arkeolojik verilere göre başlıca dört aşamada gerçekleşmiş; 1.Dönem (M.Ö.6.yy başı): Sinop'ta bir koloni oluşturan Miletosluların küçük bir yerleşim olan Amisos'a egemen olup Karadeniz ile Anadolu'nun içlerini bağlayan ticaret yolunun başlangıcı olarak kullanılması. 2.Dönem (M.Ö.6.yy ilk yarısı): Kapadokyalıların Amisos'a yerleşmesi. 3.Dönem (M.Ö.6.yy ortası): Kapadokyalı liderin Phokaialılara (Foça) yerleşme izni vermesi ve kentin adının Peiraieos olarak değiştirilmesi. 4.Dönem (M.Ö. 437): Sinop'tan gelen Atinalıların Amisos'a yerleşmesi ve kentin adının Peiraieos olarak değiştirilmesi. Miletoslular Toraman Tepe sırtlarında ilk kenti kurmaya başladılar(Yukarı Kent). Kent surları yapıldı. Caddeler, sokaklar, meydanlar oluşturuldu. Dini yapılar, evler kuruldu. Tepenin doğusunda liman bulunuyordu. Buluntular limanın gerisinde bir Aşağı Kent kurulduğunu gösteriyor. Buluntulara göre Toraman Tepe'nin sırtında kurulan "Yukarı Kentin" 44 hektarlık bir alanı kapsadığı söylenebiliyor. Kentin doğu, batı ve güneyindeki yamaçlar nekropolis(mezarlık) olarak kullanıldı. Yukarı Kent yönetici, asker, tüccar, din adamları, toprak sahibi gibi varlıklı sınıfların yaşadığı yerdi. Bulunan mozaik, fresko ve heykeller bu görüşü doğruluyor. Liman yakınındaki Aşağı Kent'te ticari depolar ve limanda çalışan denizciler, köleler ve diğer çalışanlar bulunuyordu. Malları Anadolu'nun içlerine götüren arabalar ve katırların ahırları, görevlilerin barınakları da buradaydı.

KATILIM KOŞULLARI :
  • Katılım için öncelik eğitim, sosyal farkındalık, gençlik ve gençlik sorunları, gönüllülük vb. konulara ilgi duyan kişilerdedir.  
  • Katılmak isteyen kişilerin başvuru formu ve niyet mektubu doldurmaları zorunludur.
  • Asil listeler için son başvuru  tarihi 20/04/2014'tür.
  • Başvuru için yaş/öğrenci vb kısıtlamalar bulunmamaktadır.
  • KaiZen ekibinin yönetiminde yer almak isteyen, sorumluluk almaktan kaçınmayan, bireysel ve milli ideallerini belirlemiş, sorun çözmek adına üretken fikirleri olan, eğitime ilgi duyan kişiler katılabilir.
  • Toplam katılımcı sayısı 15'tir.
  • Kampa katılım bedeli 100 TL’dir. 
KAMPIN AMACI : 
  • 2014-2015 dönemi KaiZen genel yönetiminin seçilmesi ve görev dağılımı,
  • Temsilcilik ve KaiZen Proje Ekipleri sisteminin güncellenmesi
  • Sorumluluk bilincinin farkındalık algısıyla birleştirilmesi,
  • Türkiye genelinde KaiZen olarak yapılacak çalışma, etkinlik, organizasyon ve projelerin belirlenmesi
  • Yazılmış AB Projelerinin incelenmesi ve teknik çözümlemesi
  • Türkiye üzerine sosyal düşünceler.
  • Türkiye'deki sorunların ele alınması ve çözüm yollarının üretilmesine yönelik fikir jimnastiği
  • Sosyal farkındalık üzerine düşünceler..
  • Genel sorunlara yaklaşım tarzları ve yönelimler
  • Tarih bilincinin toplumsal dönüşümlerdeki rolü
  • Ekip uyumu ve dayanışma, paylaşma yeteneklerini geliştirmek
  • Doğa ve tabiat ile iç içe yaşamanın faydalarını hatırlamak
  • Fotoğraf çalışmaları yapmak,
  • Bölge halkı ile sosyo-kültürel ilişki kurup geliştirmektir
YANINIZDA BULUNSUN :

Doğada sağlıklı barınabilmek için gerekli olan mevsim koşullarına uygun çadır, çadır yatağı ve kamp malzemeleri KaiZen tarafından karşılanacak olup, kendi isteğiniz dâhilinde kamp ihtiyaçlarınızı giderebilecek malzemeleri yanınızda bulundurunuz. 
Kamp bölgesinin Karadeniz bölgesi içerisinde yer aldığı, kamp tarihimizin Mayıs ayı sonu olduğu göz önünde bulundurularak ihtiyaç analizi yapmanız önerilmektedir. Sırt çantanızda bulundurmanızı tavsiye ettiğimiz eşyalar ise;  
  • Ayağı bilekten kavrayacak mümkünse su geçirmeyen bot tarzı ayakkabı, 
  • Mümkünse çabuk kuruyan geniş elbise
  • Sentetik veya yün, Uzun kollu yalıtıcı gömlek ve pantolon
  • Yedek çorap
  • Kendinize özel yağmurluğunuzu yanına almak isteyenler alabilirler..
  • Varsa sürekli kullanmakta olduğunuz ilaçlarınız,
  • Fotoğraf Makinesi ve yedek aksesuarları.
  • Mevsim koşullarına göre taşıması kolay ısınma araç gereçleri ( Küçük battaniye vb.. )
  • Diğer malzemeler kampa katılanlar arasında paylaşılarak tedarik edilecektir 
  • Şapka-Bere 

Kamp başvrusu yapmak için tıklayınız.

Sembolik bir ücret olan kamp katılım ücreti, başvuru öncesinde yatırılması zorunludur. 


Devamını Oku ...

3 Şubat 2014 Pazartesi

İstanbul Efendisi






İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları

Başlangıç Yılı : 2008
Kadro :
Yazan: Musahipzade Celal
Yöneten: Engin Alkan
Dramaturji: Sinem Özlek
Dekor Tasarımı: Barış Dinçel
Kostüm Tasarımı: Duygu Türkekul
Işık Tasarımı: Murat İşçi
Koreografi: Senem Oluz
Müzik Direktörü: Hüseyin Tuncel
Yönetmen Yardımcıları: Zafer Kırşan, Volkan Ayhan, Aslı Altaylar, Selimcan Yalçın



OYUNCULAR
Savleti Efendi: Engin Alkan
Menteş Ağa: Zafer Kırşan
Ferhat Ağa: Volkan Ayhan
Muhsin Efendi: Hüseyin Tuncel
Safi Çelebi: Ümit Taşdöğen
İrfan: Çağlar Çorumlu
Dilâver: Emrah Özertem
Usta Agop: Tuğrul Arsever
Usta Yuvan: Cihan Kurtaran
Durmuş: Serkan Bacak 
Bekir: Murat Üzen
Çengi Afet: Mahperi Mertoğlu
Feraset: Özlem Türkad
Esma Hanım: Derya Çetinel
Dilâram: Sevinç Erbulak
Handan: Selin Türkmen
Şadan: Berna Adıgüzel
Raksan: Senem Oluz
Fidan: Çiğdem Gürel
Apustol: Senem Oluz
Murat Güreç
Hamit Erentürk


Dekor Tasarım Yardımcısı: Onur Uğurlu
Köstüm Tasarım Yardımcısı: Hülya Genç
Sahne Teknisyenleri: Mustafa Konya, Bünyamin Erbaş, Ramazan Bilgili, Hasan Saban
Sahne Aksesuarcıları: Fikret Yayan, Süleyman Çetiner
Efekt: Hidayet Öztürk, Metin Taşkıran
Işık: Osman Aktan, Ceyhun Ergül
Sahne Terzileri: Fatma Pamukçu, Ahmet Söylemez
Kuaför: Mehmet Damar

Bu oyunda kadro değişiklikleri yaşanmıştır. Aşağıdaki oyuncular da önceki dönemlerde oyunda yer almıştır:
Sezai Aydın
Arda Aydın
Sevil Akı
İrem Arslan

Oyun Hakkında :
Kendisine damat beğenen bir baba, kızının başka birini sevdiğini öğrenirse ne yapar? İstanbul Efendisi Savletî, kızının gönlüne yön vermek için cinlere perilere bel bağlar... Musahipzade Celâl’in çalgılı, sazlı sözlü hicvini Engin Alkan yönetiyor.

Keyifli izlemeler.. 
Manelis & KaiZen
Devamını Oku ...

Şimdi Ne Yapıyoruz






Şimdi Ne Yapıyoruz
Gary Hamel

Amansız değişim, şiddetli rekabet ve durmak bilmez inovasyon dünyasında başarıya nasıl ulaşabilirsiniz? Geleceğe ve insanlığa yaraşır kuruluşlar inşa etmek.. 
Mühendis olmayan bizleri, yani yönetici, yürütmeci ve liderleri esinlemesi gereken büyük sorunlar neler? Karbon ayrıştırma ya da füzyonla enerji üretme çabalarının bizim alanımızdaki eşi ne? Yönetim insani başarı teknolojisidir. Dünyanın en zorlu problemlerini çözmek ya da daha alçakgönüllü bir ifadeyle, derinlemesine insani örgütler yaratmak, bilimsel atılımlardan fazlasını gerektirir; yeni planlama, örgütleme, işbirliği, kaynak tahsisi, motive etme ve evet, kontrol yöntemleri gerektirir. Biz yöneticiler hülyalı bakışlı hayalciler değil, pragmatik iş bitiricileriz. Ancak yine de, insan olmamızdan ötürü, son tahlilde hizmet ettiğimiz davalar ve çözmeye uğraştığımız problemlerle tanınırız.



Bu satırların yazarı Gary Hamel Wall Street Journal tarafından dünyanın 1 numaralı iş düşünürü olarak tanıtıldı veFortune dergisince dünyanın en etkili iş stratejisi uzmanı seçildi.


Başarıyı yakalayabilecek örgütler kurmaya yönelik çok yönlü bir ajanda olarak nitelendirdiği son kitabı Şimdi Ne Yapıyoruz, bir kuruluşun gelecekteki doğrultusunu belirleme sorumluluğu duyanlara bol miktarda radikal öneriler sunuyor.

Keyifli okumalar.. 
Manelis & KaiZen 
Devamını Oku ...

2 Şubat 2014 Pazar

Çayın Kalabalıkla Arası İyidir, Kahve Yalnızlık İster





Çayın Kalabalıkla Arası İyidir, Kahve Yalnızlık İster. 
Kahve içmek için neden arıyorsanız ayrıca size Kahve içmek için 11 iyi neden!


Amerika’nın bağımsız yayın organlarından Huffington Post’ta yayınlanan bir makale, ABD’deki 18 yaş üstü nüfusun yüzde 54’ünün her gün kahve içtiğini vurgulayarak bunun beyine, cilde ve vücuda birçok faydası olduğunu belirtti. İşte her gün düzenli kahve içmenin 11 ayrı faydası...





2005 yılında yapılan bir araştırmaya göre; diğer hiçbir ürün kahve kadar çok antioksidan sunmuyor. Elbette meyve ve sebzelerde de çok miktarda antioksidan bulunuyor; ama insan vücudu en çok antioksidanı kahveden alıyor.

Seul Ulusal Üniversitesi'nden araştırmacıların fareler üzerinde yaptığı bir deneye göre; az uyku nedeniyle strese giren fareler kahve aromasına maruz kaldıklarında beyinlerinde bu strese bağlı olarak oluşan proteinde de bir değişim yaşanıyor.

Science Daily'de 2012 yılında Dr. Ronald Postuma tarafından kaleme alınan bir çalışmaya göre; kahve içmek Parkinson hastalarının hareketlerini kontrol etmelerinde onlara yardımcı oluyor. Ayrıca kahve içenlerin Parkinson hastalığına yakalanma oranları da daha düşük.

2006 yılında 22 yaş üstü 125 bin kişiyle yapılan bir araştırma, günde en az bir bardak kahve içenlerin karaciğer sirozuna yakalanma ihtimallerinin yüzde 20 daha düşük olduğunu ortaya koydu. Araştırmayı yönetenlerden Arthur L. Klatsky, The Guardian gazetesine verdiği demeçte, kahve tüketiminin özellikle alkol kullananların yakalandığı siroza karşı koruyucu yararları olduğunu vurguladı. Ayrıca araştırmalar, kahvenin alkolle bağlantısı olmayan karaciğer yağlanması gibi rahatsızlıklarını önlemede de yararlı olduğunu ortaya koydu.

National Health Institute tarafından yapılan bir araştırmaya göre, günde dört bardak ya da daha çok kahve içenler, hiç içmeyenlere oranla yüzde 10 oranında daha az depresyona giriyor. Bunun sadece kahvenin içerisinde bulunan kafeinle ilişkili olmadığını da belirtiliyor. Araştırmayı yürütenlerden Dr. Honglei Chen, kahvenin mutluluk vermesinin nedenini, içindeki güvenilir antioksidanlara bağlıyor.
Harvard Halk Sağlığı Okulu tarafından yapılan bir araştırmaya göre, günde iki ila dört bardak kahve tüketimi, hem erkekler hem de kadınlar için intihar oranını yüzde 50 civarında düşürüyor. Bunun nedeni de kahvenin hafif bir antidepresan olarak da etki gösterip, serotonin, dopamin gibi sinirsel salgıların üretimine yardımcı olması olarak gösteriliyor.

Harvard Tıp Okulu ve Boston'daki Brigham and Women's Hospital, tam 20 yıllık bir süre boyunca 112 bin 897 erkek ve kadını takip etti ve günde 3 bardak ve üstü kahve içen kadınların, hiç kahve içmeyenlere göre cilt kanserine yakalanma ihtimalinin daha düşük olduğunu net bir şekilde ortaya koydu.

The New York Times'ın bir haberine göre, bilim insanları ve atletler, atletik performansa başlamadan önce içilen bir bardak kahvenin özellikle uzak koşu ve bisiklet gibi sporlarda performansı olumlu etkilediğini yıllardır biliyorlar. "Kafein kan akışındaki yağ asitlerinin miktarını artırır, Bu da atletlerin kaslarının yağları vücut için yakıt olarak kullanmasına yardımcı olur. Bu vücudun egzersiz süresince kullanılmak üzere ufak miktarlarda karbonhidrat depolamasını sağlar.

The American Chemical Society'nin araştırmasına göre, kahve, Tip 2 diyabet riskini azaltıyor. Araştırmaya göre günde 4 bardak ya da üstü kahve içenlerin, hiç içmeyenlere oranla Tip 2 diyabet gelişim oranlarının yüzde 50 daha düşük olduğu gözlemleniyor. Her eklenen bardakta bu risk yüzde 7 oranında azalıyor.
South Florida Üniversitesi ve Miami Üniversitesi'nden araştırmacıların 65 yaş üstü bir kesimle yaptığı araştırmaya göre, bu yaşlarda kanlarındaki kafein düzeyi daha yüksek olanlar, daha düşük olanlara göre Alzheimer hastalığına 2 ila 4 yıl daha geç yakalanıyor. " Orta düzey kahve tüketiminin insanları Alzheimer hastalığına karşı tamamen koruyacağını iddia etmiyoruz. Ancak, orta düzey kahve tüketiminin Alzheimer'a yakalanma riskini düşüreceği veya geciktireceği konusunda inancımız tam".

Kahve sadece daha uyanık olmanıza değil aynı zamanda zekanızın daha keskin olmasına da yardımcı olabilir. CNN'de yayınlanan bir habere göre, kahve zihnimizin daha etkin çalışmasına destek oluyor.


Devamını Oku ...
Designed By KaiZen